Depremzedelere Konteyneri Boşaltın Tebligatı: “Çıkalım da Nereye Gidelim?”
- Ayşe Kurt
- 16 Ağu
- 2 dakikada okunur

6 Şubat depremlerinin ardından Malatya Beydağı Geçici Barınma Merkezi’ne yerleştirilen depremzedeler, 31 Ağustos itibarıyla konteynerleri boşaltmaları yönünde tebligat almaya başladı. Aralarında engelli bireyler, çocuklu aileler ve kiracılar bulunan vatandaşlar, “Devletimiz bize sahip çıksın” diyerek yaşadıkları çaresizliği gözyaşları içinde anlattı.
Engelli Yaşar Ateş, “Tamam, çıkalım da nereye gidelim? Neremiz var ki gidelim?” diyerek tebligatın yarattığı belirsizliği dile getirdi. Eşi yüzde 96 engelli olan Eyüp Ateş ise, “Evimiz yok, emekliyim, geçinemiyoruz. Bir kilo şeftaliyi bile alamadım. Bize iki konteyner versinler, dağın başında yaşarız” sözleriyle yaşadığı ekonomik sıkıntıyı aktardı.
Depremde evi yıkılan Belgin Çakmak, “Hak sahibiyim ama hâlâ ev verilmedi. Yerinde dönüşüm ne zaman bitecek bilmiyoruz” derken, çocuğuyla konteynerde yaşayan Berfin Düzgün, “Çalışmıyorum, ailem yok. Devletimizden bir konteyner istiyoruz” çağrısında bulundu.
Engelli çocuk annesi Sare Piyade ise, “Biz sadece kendimizi değil, diğer arkadaşlarımızı da temsil ediyoruz. Lütfen bize destek olsunlar” diyerek toplumsal dayanışma çağrısı yaptı.
Editör Yorumu
Deprem, yalnızca binaları değil, hayatları da yıkar. Ama asıl yıkım, yeniden ayağa kalkmaya çalışan insanların önüne konan belirsizliktir. Malatya’daki konteyner kentte yaşayan depremzedelere gönderilen “boşaltın” tebligatı, teknik bir işlem değil; insani bir travmadır.
Bu insanlar, zaten evlerini, eşyalarını, mahallelerini kaybetmiş. Şimdi de geçici barınma hakları ellerinden alınıyor. Üstelik çoğu engelli, çocuklu, kiracı ve ekonomik olarak kırılgan durumda. “Çıkalım da nereye gidelim?” sorusu, sadece bir cümle değil; bir ülkenin sosyal politikasına yöneltilmiş en çıplak sorudur.
Devletin görevi, yalnızca barınma sağlamak değil; güvenlik, süreklilik ve umut sunmaktır. Bu tebligatlar, bir planlama eksikliğinin, iletişim yetersizliğinin ve sosyal duyarsızlığın göstergesidir. Konteyneri boşaltmak kolaydır; ama bir insanın yeniden umut kurabileceği bir yaşam alanı inşa etmek zordur.
Bu insanlar, yardım değil; hak talep ediyor. Çünkü yaşadıkları afet, onların suçu değil. Bu çağrı, yalnızca Malatya’dan değil; vicdanlardan yükseliyor. Duyulmalı.
Kaynak: ANKA



Yorumlar