Diyanet-Sen Yöneticisine Lüks Araç Dolandırıcılığı Suçlaması: Milyonluk Protokol, Teslim Edilmeyen Otomobiller
- Ayşe Kurt
- 18 Ağu
- 1 dakikada okunur
Din görevlilerinin üye olduğu Diyanet-Sen’in Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Omurca ve iki oğlu hakkında, lüks araç ticareti üzerinden milyonlarca liralık dolandırıcılık yapıldığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu. Araçların teslim edilmediği, üçüncü kişilere devredildiği ve bankalardan kredi çekildiği öne sürüldü.

Sözcü gazetesinden Veli Toprak’ın haberine göre, iş insanları Uğur ve Muharrem Koca; Omurca’nın araç ticaretiyle ilgilenen oğullarıyla toplamda 19 milyon 700 bin TL değerinde iki lüks otomobil için protokol imzaladı. 2020 model Mercedes için 12 milyon 750 bin TL, 2021 model BMW 7.40 için ise 6 milyon 950 bin TL ödeme yapıldı. Araçların Mayıs ve Haziran aylarında teslim edileceği taahhüt edildi.
Ancak iddiaya göre:
• Araçlar teslim edilmedi,
• Ruhsat devri gerçekleşmedi,
• Araçlar başka kişiler adına tescilli çıktı,
• Üçüncü kişilere devredilerek bankadan 8 milyon TL kredi çekildi.
Şikâyet dilekçesinde, sendika yöneticisi baba Mehmet Ali Omurca’nın “güven unsuru” olarak sürece dahil edildiği vurgulandı. Omurca kardeşler ise araçların “ipotekli ve rehinli olduğu için devredilemediğini” savundu.
Konuya ilişkin adli soruşturma başlatıldı.
Editör Yorumu
Diyanet-Sen gibi kutsal bir görevi temsil eden bir yapının yöneticisinin, milyonluk dolandırıcılık iddiasıyla gündeme gelmesi, sadece bir skandal değil; temsil makamının çürüdüğünün göstergesidir. Müftü, imam, vaiz gibi halkın manevi rehberliğini üstlenen kişilerin bağlı olduğu bir sendikanın yöneticisi, lüks araç ticaretiyle güven pazarlığı yapıyorsa, burada sadece hukuki değil ahlaki bir iflas vardır.
“İpotekliydi, devredemedik” gibi savunmalar, milyonluk protokollerin arkasına saklanamaz. Bu olay, dini temsiliyetin ticari çıkarlarla nasıl iç içe geçtiğini ve kamu güveninin nasıl istismar edildiğini açıkça ortaya koyuyor. Soruşturma sadece adli değil, toplumsal bir yüzleşmeye dönüşmeli. Çünkü bu ülkenin insanı, inancını pazarlık masasında görmek zorunda değil.
Kaynaklar:
Sözcü
Halk TV



Yorumlar