top of page

Pazarda İsyan: “Hayat Bitmiş, Ölmüşüz Ağlayanımız Yok!”

  • Ayşe Kurt
  • 17 Ağu
  • 2 dakikada okunur

Adana Kozan’da semt pazarına çıkan yurttaşlar, artan fiyatlar karşısında çaresizliklerini dile getirdi. Esnaf da alım gücünün düşmesinden yakındı: “Gariban çöpten domates topluyor, büyüklerin utanması lazım.”


Fotoğraf:  ANKA
Fotoğraf: ANKA

Adana’nın Kozan ilçesinde semt pazarında hem yurttaşlar hem de esnaf, hayat pahalılığına karşı tepkilerini dile getirdi. Pazar alışverişinden dönen bir yurttaş, “Pahalı pahalı, ateş bak elini yakıyor. Hayat bitmiş. Ölmüşüm ağlayanımız yok” diyerek yaşadığı ekonomik sıkıntıyı özetledi.


“Yarım kilo alıyoruz, şeftalinin tadına bakamadım”

Bir başka yurttaş, sebze ve meyve fiyatlarının el yakacak düzeyde olduğunu belirterek, “Kabak da patlıcan da 35-40 lira. Böyle hayat olur mu? Bakan yok, eden yok. Yarım kilo, yarım kilo alıyoruz. Şeftalinin tadına hiç bakmadım daha. Ne olacak? Böyle gidecek. Başımızda kimse yok” dedi.


Esnaf: “Gariban yiyemiyor, biz bedava veriyoruz”

Pazar esnafı ise satış yapamadıklarını, halkın alım gücünün düştüğünü şu sözlerle anlattı:


“Tarladan karpuzu 11 liraya alıyoruz. Pazarda kilosu 45-70 lira. Ben 150 liraya üzüm alıp yiyemem ki. Gariban yiyemiyor. Akşama kadar sattığım karpuzu bedavaya veriyorum. Alamayana ‘Al, çocuklarınla ye’ diyorum. Bu pazarcı ne olacak böyle?”


“Akşam oldu mu çöpten domates salatalık toplayanlar var. Asıl onlar değil de büyüklerin utanması lazım. Satanlar ne yapsın? Adam halden 50 liraya alıyor. Kaç liraya versin?”


“Bakıp geçiyoruz, alamıyoruz”

Bir emekli yurttaş ise maaşının yetmediğini belirterek, “Her şeyi alamıyorum. Bakıp bakıp geçiyorum. Şeftali çok pahalıydı, 70-80 lira. Başka bir şey alamıyorum” dedi. Bir başka ilçe sakini ise “Pazarın yanına varıldığı yok, yaklaşıldığı yok. Paran olursa da paran olmazsa da öyle kalıyorsun, pahalı” ifadelerini kullandı.



Editör Yorumu

Kozan’daki semt pazarı, Türkiye’deki ekonomik çöküşün küçük ama çarpıcı bir yansıması. Yurttaşlar artık meyvenin tadına bakamıyor, esnaf ise sattığı ürünü akşam bedavaya veriyor. Bu haber, yalnızca fiyatları değil, insanların içindeki sessiz çığlığı da duyuruyor. “Ölmüşüm, ağlayanımız yok” cümlesi, bireysel bir çöküşü anlatırken aslında “Ölmüşüz” diyerek toplumsal bir yalnızlığı da haykırıyor.




Kaynak: ANKA


Yorumlar


bottom of page