Penta Park Davasında Kamu Görevlilerine Ceza Talebi: 115 Kişilik Can Kaybının Sorumluluğu Yargıda

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılan Penta Park Sitesi’ne ilişkin soruşturmada, dönemin belediye görevlileri hakkında kamu davası açıldı. Savcılık, 13 kamu görevlisi için 22 yıl 6’şar aya kadar hapis ve meslekten men cezası talep etti.

lerinde 115 kişiye mezar olmuştu. Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, binanın yapım sürecinde görev alan Kahramanmaraş Belediyesi proje ve yapı kontrol birimlerinde çalışan 13 kamu görevlisi hakkında “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlamasıyla dava açtı.

Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi’nin soruşturma izni vermesinin ardından hazırlanan iddianamede, bilirkişi raporuna dayanarak kamu görevlilerine “tali kusur” atfedildi. Sanıkların görevlerini ihmal ettikleri ve mevzuata aykırı projelere onay verdikleri belirtildi.

Sanıklar arasında Mehmet Dişçeken, Veli Çiftaslan, Fahri Yiğitoğlu, Hacı Mehmet Güner, Osman Yaşar Dağıstanlı, Çetin Hurşitoğlu, Cengiz Şirikçi, Zeynel Abidin Şerefoğlu, Melike Özdemir, Emre Arıkan, Ahmet Tüfekçi, Hülya Çelik ve Mehmet Enver Erdal yer alıyor. Savcılık, her biri için 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6 aya kadar hapis ve ilgili meslekleri icradan men cezası talep etti.

Aynı dosyada Penta Park A.Ş. yöneticileri Mesut Başkır, Metin Başkır ve Özcan Çakmak hakkında da benzer suçlamalarla dava açılmıştı.

Editör Yorumu

Penta Park Sitesi’nde 115 kişinin yaşamını yitirmesi, sadece bir yapı çöküşü değil; sistemin, denetimin ve vicdanın da çöküşüydü. Bugün kamu görevlileri hakkında açılan dava, geç gelen bir adaletin ilk adımı olabilir. Ancak bu adım, sadece cezai yaptırımla sınırlı kalmamalı. Çünkü mesele, birkaç imza değil; o imzaların ardındaki ihmaller zinciri.

Bilirkişi raporunda “tali kusur” denilse de, kamu görevlilerinin mevzuata aykırı projelere onay vermesi, teknik bir hata değil, toplumsal bir ihmal. Bu davalar, sadece geçmişin hesabı değil; gelecekte benzer acıların yaşanmaması için bir uyarı niteliğinde olmalı.

Deprem gerçeğiyle yaşamak zorunda olan bir ülkede, yapı denetimi ve kamu sorumluluğu artık bir formalite değil, bir hayatiyet meselesidir. Bu dava, “görevini yapmayanın bedel ödeyeceği” bir dönemin başlangıcı olabilir mi? Umut etmek istiyoruz. Ama sadece umutla değil, takip ve sorguyla.

Kaynak: ANKA